Müstehzi

Kalbin soğuduğu an unutursun geçmişi. «bunlar mıydı bunca uğraşımın ederi?» dersin kendi kendine. Yaşarken çok iyi gelen şeyler değersizleşir. Önemini kaybeder bütün hatıralar. Kıymeti kalmaz insanın. Son bir darbe her şeyi yıkar. Darbe dediğin bazen susmaktır. Sesini duyamadığın an anlarsın bir şeyler bitmiştir. Belki de her şey bitmiştir. Unutmak ihtiyacı doğar içinde. Zor olan unutmak. Bir kere düşerse bir ilişki kalktığında yaraları ile kalkar. Bazen kırıklar olur bazen dikiş atılamayan yaralar. 

Bugün tam şu dakikalarda bittin benim için. Olmaz dediğim şeydi bu. Senle ben farklıydık ya hani. Öyle ahmakça mesafeler girmezdi aramıza. Ben istemedim bunu. Sen istedin. Tutunmaya çalıştım ben sana ama sen çoktan beni bırakmıştın. Görmek istemedim. Çaresizce bekledim seni. Ulaşmak istedim yeniden; sana,kalbine. İzin kaldı. Derince bir iz. İyileşmek için çabalar yaralarım. Çabalamaktan yorulur da beni bitirir. Ben seni ve beni biz yapmıştım kendimde ama sen hiç beni görmemişsin. Onardın kendini. Beni senden dışarı atarak. Zehir gibi. Evet  bittin benim için ama atamıyorum öyle kolayca. Bitmek gelecek için geçerli. Geçmişe dokunamıyorum. Beni sevdiğine inandım bugüne kadar. Sevdin de belki. Ama seviyorum dediğin anlarda değildi. Artık kendimi kandırmak gelmiyor içimden. Sevmiyorsun beni. Ben de sevmem. Soğukluğun kalbimi soğuttu, geçmişe gölge düşürdü. 

Mutluluk nedir? Bu soruyu önce kendinize ve sonra da tanıdığınız diğer insanlara sormanızı istiyorum. Evet basit bir soru ve sormaktan utanmayacağınız bir soru. Doğru düzgün bir cümle kurabilen birini tanıyor musunuz bu soruya cevap verebilecek bilmiyorum. Kendi çevreme bu soruyu yönelttiğimde tatmin edici tek bir cevap alamadım. Çünkü özellikle bizim halkımız için mutluluk ortada sorun yoksa hissedilmesi zorunlu bir duygudur. Ne demek istiyorum? İnancımız gereği her şeyde bir hayır vardır ve her şey şükredilmeye değerdir. Peki gerçekten böyle midir? İnancını hayatının tam merkezine koymuş olsan da kimi zaman mutlu olduğunu hissedemezsin. Ama utandığın için «şükür halimize» diyip geçirsin. Başkalarının haline şükret demesinden utandığın için ya da elinde olanların da gitmesinden korktuğun için «şükür halime» dersin. Mutluluk; zihinsel, duygusal ve ruhsal olarak yoğun sevinç ve memnuniyet duygusunu barındıran olumlu bir duygudur. Yani daha da açık olmak gerekirse mutluluk sorunsuzluk de

Merhaba, Uzun aradan sonra buralara geri dönüş yapabildim. Bu pek kolay olmadı tabi ki. Ders çalışmam gerektiği için buralardan uzak durmak zorundaydım. Uzak durduğum bu zaman içerisinde ne kadar ders çalıştığım tartışılır ama bir sistem kurmak için çok fazla uğraştığımı kolaylıkla söyleyebilirim. Uyku saatimi azaltmak için sabah erken kalkmayı denedim ancak bu olmadı maalesef. Artık kafeinli gecelere başlıyorum uyku saatimi gece geç yatarak ayarlamak daha kolay oldu benim için. Bazı günler ne kadar uykulu gitsem de okula bir süre sonra kendime geliyorum. Sabahları iyi bir kahvaltı gün içinde gerekli olan bütün enerjimi almamı sağlıyor. Okuldan geldikten sonra bir akşam yemeği ve dersler. Hala düzenli bir ders çalışma sistemim yok ama okulda bir sıkıntı çekmiyorum. Yani demek istediğim ekstra olarak çalışma yapmıyorum ama her gün yapmam gereken çalışmaları yapıyorum. Fakat az ile yetinmek beni başarılı yapmaz bu yüzden artık ekstra çalışmaların vakti geldi. Yarın bir sunum yapmayı p

Merhaba, Bugün 4 Şubat ve bildiğiniz üzere yarın okullar açılıyor ve ikinci dönem başlıyor. Birinci dönem notlarım açısından ne kadar iyi bir dönem olmuşsa da arkadaş ilişkileri ders çalışma düzenim ve günlük rutinim hakkında iyi bir dönem olduğunu söyleyemeyeceğim. İkinci dönem de elbette bazı bazı problemler yaşayacağız biliyorum ancak bu problemleri minimuma indirmek için 15 günlük tatil içinde  her gün olmasa da bazı günler bu konu hakkında planlar yaptım. Örneğin zaman çizelgesi oluşturarak hem derslerime hem de bloğum ile ilgilenebileceğim zamanlar oluşturdum daha doğrusu zamanlar ayırdım. Günümün büyük bir kısmını okul ve ek olarak evde ki derslerim oluşturuyor ve ardından uyku geliyor. En fazla 6 saat uyuyabileceğim bir zaman çizelgesi oluşturdum ki hem dinlenebileyim hem de daha çok aktivite yapabileceğim zamanım olsun. Sınav günlerinde bile rahatlıkla çok fazla değişikliğe gitmeden kullanabileceğim bir zaman çizelgesi ve ders programı oluşturduğuma inanıyorum, en azından şim

Merhaba, İnsan her zaman bir şeyleri öğrenme  içindedir ve bazen bazı şeyleri o anda öğrenemiyoruz ve sırf bu yüzden not tutmak zorunda kalıyoruz. Evet, tarih boyunca yazmak devletler için ve herkes için büyük bir öneme sahipti ve bu önemini asla kaybetmedi ancak nereye ve ne ile yazıldığı zamanla değişiklik gösterdi. Teknoloji geliştikçe de bu  değişim devam edecektir. Teknolojinin geldiği son nokta ile akıllı telefon,tablet ve bilgisayarlarımız yavaş yavaş bizlere kağıt ve kalemi unutturuyor. Kağıt ve kalem ile yazmak klavye ile yazmaktan oldukça yavaş ve bu aklımıza gelenleri olduğu gibi yazmamıza engel bir durum. Ayrıca kağıda not alırken el yazımızın da büyük önemi var. El yazımız kötü olduğu zaman yazmayı bile istemiyoruz veya bir süre sonra kendi el yazımızı bile okuyamıyoruz. Klavye de ise durum oldukça farklı. Hem hızlı yazıyoruz hem de yazı fontunun  güzelliğini veya çirkinliğini kendimiz belirliyoruz.  Elbette her iki  yazma tarzının da kendileri içinde  olumlu ve olumsuz y